Sulak alanların bozulması ve toprak verimliliğinin azalması gibi ikili zorlukların üstesinden gelmek için proje, istilacı su sümbülünün solucan gübresi haline getirilmesini sağlamıştır. Bu hızlı büyüyen su bitkisi, topluluk üyeleri tarafından elle temizlendi ve proje aracılığıyla sağlanan vermikompost çukurlarında işlendi. Biyokütle, besin açısından zengin organik gübreye dönüştürülerek toprak verimliliği yeniden sağlandı. Banbarsa köyünde çiftçiler bu solucan gübresini bamya, brinjal, şişe kabağı ve sırt kabağı yetiştirmek için herhangi bir kimyasal böcek ilacı veya gübre uygulamadan başarıyla kullandılar. Bu çabalar sadece mahsul verimini artırmakla kalmadı, aynı zamanda Ruby Devi gibi kadın çiftçilerin hasat fazlasını köydeki diğer çiftçilerle paylaşmasını sağlayarak gıda güvenliğini ve sosyal uyumu teşvik etti. Girişim, istilacı tür yönetiminin nasıl geçim kaynaklarını artırıcı ve ekosistemi onarıcı bir uygulamaya dönüştürülebileceğini göstermiştir. Ayrıca solucan gübrelemesi, sümbül yayılımını engelleyerek sulak alan ekosistemlerinin rehabilitasyonuna yardımcı olmuş, güneş ışığı ve oksijenin su sistemlerine geri dönmesini sağlayarak biyolojik çeşitliliği geri kazandırmıştır.

Köy düzeyinde farkındalık kampanyaları, liman düzeyinde kitlesel kampanyalar yürütmek, akranlar arası öğrenme için topluluk düzeyinde balıkçı dostu elçileri ve usta balıkçıları teşvik etmek, her ay için en iyi kullanıcıları duyurmak ve günlük balıkçılık faaliyetlerinde FFMA'nın önemini yaymak için sesli ve görüntülü görseller vb. gibi çok yönlü stratejiler kullanarak farkındalık ve kapasite geliştirme yoluyla balıkçılar arasında FFMA'nın benimsenmesi. Tüm bunlar FFMA'nın benimsenmesine olumlu yansımaktadır.

NOARKTECH tarafından geliştirilen Korunan Alan Yönetim Sistemi (PAMS), uç cihazlardan gelen verileri toplayan merkezi, sezgisel bir gösterge tablosudur. Orman yetkilileri ve topluluk üyeleriyle birlikte tasarlanan bu sistem, tahmine dayalı analitik ve gerçek zamanlı uyarılar sunmakta ve kanıta dayalı karar verme sürecini desteklemektedir.

NOARKTECH'in WildGuard AI, verileri yerel olarak işlemek ve düşük bağlantı bölgelerinde bile uyarıları iletmek için cihaz üzerinde Edge AI modelleri ve LoRaWAN iletişimi kullanır. Bu düşük güçlü, ölçeklenebilir ağ, anında orman yangını tespiti, hayvan takibi ve gerçek zamanlı çevresel izleme sağlar.

NOARKTECH'in WildGuard AI sistemi, yaban hayatı hareketlerini, orman yangınlarını ve ekolojik bozuklukları tespit etmek için biyo-akustik mikrofonları, hava kalitesi sensörlerini (CO, VOC) ve hiper yerel iklim monitörlerini entegre eder. Bu sistem, koruma, iklim esnekliği ve insan-yaban hayatı çatışmasının önlenmesi için gerçek zamanlı çevresel zeka sağlar.

Yerli bitki ve hayvan türleri için kapsamlı, açık erişimli bir DNA referans kütüphanesi oluşturmak çözümümüzün temelini oluşturdu. Küresel veri tabanlarının birçok Doğu Akdeniz türünü kapsamadığını kabul ederek, bitkileri, memelileri kapsayan ve şimdi böceklere, kuşlara ve mantarlara genişleyen ilk Lübnan kütüphanesini oluşturduk. Bu referans veritabanı, DNA dizisi eşleştirmesinin doğruluğunu artırmakta ve çevresel örneklerde bulunan türlerin kesin olarak tanımlanmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda kritik bir bölgesel veri boşluğunu doldurmakta ve ekolojik çalışmaları, biyolojik çeşitliliğin izlenmesini ve koruma planlamasını kolaylaştırmaktadır. Kütüphaneyi açık bir şekilde yayınlayarak şeffaflığı, işbirliğini ve benzer biyoçeşitlilik sıcak noktalarında adaptasyon potansiyelini teşvik ediyoruz.

DNA barkodlama ve metabarkodlama, hayvan dışkıları gibi küçük biyolojik örneklerden türlerin kesin olarak tanımlanmasını sağlayan son teknoloji moleküler tekniklerdir. Barkodlama, standart bir gen bölgesini sıralayarak tek bir türü hedeflerken, metabarkodlama birden fazla DNA işaretleyicisini aynı anda çoğaltarak karmaşık karışımların kapsamlı analizini mümkün kılar. Bu yöntemler, istilacı örnekleme olmadan hayvan diyetleri, avcı-av ilişkileri ve tohum dağılım modelleri hakkında ayrıntılı bilgiler sağlar. Çözümümüzde, bu teknikler Lübnan ekolojik bağlamına uyarlanarak yüksek verimli biyoçeşitlilik değerlendirmesine olanak sağlamış ve fauna ile flora arasındaki önemli etkileşimleri ortaya çıkarmıştır. Bu yaklaşım, geleneksel ekolojik araştırmaların sınırlamalarının üstesinden gelmekte ve özellikle temel verilerin az olduğu bölgelerde biyoçeşitlilik değişikliklerini izlemek için yeni olanaklar sunmaktadır.

Bu yapı taşı, gençlerle Komodo Ulusal Parkı arasında duygusal, kültürel ve bilişsel birbağ olan yere bağlılığıgeliştirmeye odaklanmaktadır. Hikaye anlatımı, sahaya dalma ve yansıtıcı öğrenme yoluyla öğrenciler parkı sadece turistik bir yer olarak değil, kimliklerinin ve geleceklerinin hayati bir parçası olarak görmeye başlarlar. Program, korucu liderliğindeki doğa yürüyüşleri, yerel efsaneler, görsel hikaye anlatımı ve ekolojik haritalama gibi deneyimsel araçları kullanarak manzara ve sakinleriyle daha derin bağlar kurulmasını sağlıyor. Bu deneyimler, parkı ekonomik faaliyetlerin arka planı olmaktan çıkarıp yaşayan, ortak bir mirasa dönüştürmeye yardımcı oluyor. Öğrenciler bir aidiyet ve gurur duygusu geliştirdikçe, çevreyi koruma ve savunmaya yönelik motivasyonları da artıyor. Bu değişim, pasif bilginin aktif idareye dönüştürülmesinde, uzun vadeli davranış değişikliğine ve koruma liderliğine ilham verilmesinde çok önemlidir. Bir yere bağlılık oluşturmak, gençlerin parkın hem ekolojik hem de duygusal değerini anlamalarını sağlar ve sorumluluk duygularını ev dedikleri bir yere sabitler.

İnsanların çevre yanlısı davranışları benimsememesinin önde gelen nedenlerinden biri düşük öz yeterliliktir. Yani, bu eylemi kendi başlarına gerçekleştirebileceklerine inanmamalarıdır. Bu nedenle, İstasyon'da Birleşik Krallık ve Jersey tüketicilerinin vahşi Sumatra orangutanlarını desteklemek için yapabilecekleri temel koruma eylemlerini basitleştirdik. Bu adımlardan biri, tüketicilerin aktif olarak sürdürülebilir palm yağı tedarik eden şirketleri tespit etmelerini sağlayan PalmOil Scan uygulamasını indirmekti. Bu sayede insanlar hangi ürünleri satın alacakları ve sonuç olarak hangi şirketleri destekleyecekleri konusunda bilinçli kararlar verebilmektedir.

İstasyonun geliştirilmesi ve sunumu boyunca, kaynakların hem doğru olmasını hem de hayvanlar için rahatsız edici olmamasını sağlamak için (örneğin ses düğmesi kayıtları) Jersey Hayvanat Bahçesi'ndeki memeli bakıcılarına düzenli olarak danışıldı. Bu işbirliği aynı zamanda, bu fikre sıcak bakan bakıcıların günlük rutinlerinin ayrıntılarını ve orangutanlarla ilgili anekdotları paylaşmalarına ve bunların daha sonra İstasyonun hikaye anlatma unsuruna dahil edilmesine olanak sağladı. Bakıcılar ayrıca İstasyon'da kullanılacak materyallerin ve biyolojik eserlerin tedarik edilmesine ve bunların nasıl etkili bir şekilde kullanılacağına dair fikirler verilmesine yardımcı oldular. Aralarında gerçek orangutan dişlerinin de bulunduğu bu unsurlar, İstasyonun çekim gücünü ve etkisini önemli ölçüde artırdı. Kaynakların hem eğitimcilerin hem de izleyicilerin ihtiyaçlarını karşıladığından emin olmak için gönüllülerden ve İstasyonu işletenlerden geri bildirim alınması da teşvik edildi.