Tabandan gelen rezervler Salween Nehir Havzasındaki nehir ekosistemleri için güçlü faydalar sağlıyor

Güneydoğu Asya genelinde, balık popülasyonlarında algılanan düşüşlere, kaynak güvenliğinin devamına yönelik kaygılara ve yasadışı avlanma araçları (örn. elektrikli şoklama) kullanan yabancıların tecavüzlerine yanıt olarak, nehirler üzerinde yerel topluluklar tarafından oluşturulan, sivil toplum kuruluşları tarafından kurulan veya ulusal hükümetler tarafından dayatılan küçük avlanma yasağı rezervleri oluşturulmuştur. Bu küçük rezervler, bu yoğun hasat balıkçılığı için etkili bir şekilde tek yönetim eylemidir. Kuzeybatı Tayland'daki Salween Nehri'nin kollarında, küçük nehir rezervlerinden oluşan ekolojik ağlar, özellikle aşırı avlanmanın yaygın olduğu balıkçılığa bağımlı topluluklar arasında büyümeye devam etmektedir.
Etkiler
Rezervlerin oluşturulmasına ilişkin olarak topluluklar arasında geniş çaplı bir stratejik planlama bulunmamaktadır. Aslında, Salween'in bir kolu olan Mae Ngao Nehir Havzası boyunca var olan rezervlerin sayısı konusunda topluluk üyeleri arasında bile genel bir farkındalık eksikliği söz konusudur. Bununla birlikte, şu anda havza genelinde, sürekli akan suyun %2'sini kapsayan ve daha büyük nehir ağı içinde korunan alanlardan oluşan bir ağ oluşturan 52 rezerv bulunmaktadır. Bu ağ tamamen bireysel topluluklar tarafından oluşturulmuş ve uygulanmıştır.
Yoğun balıkçılık, rezervler arasında ve rezervler arasında bağlantı kurulmasının önünde büyük bir engel oluşturmaktadır. Ancak daha yerel ölçeklerde bakıldığında, münferit rezervler genellikle kurak mevsimlerde birçok tür için kritik sığınak olan havuzlar da dahil olmak üzere nehir ağı içindeki habitatları birbirine bağlayacak kadar büyüktür.
Bu küçük rezervlerden 23'ünün bitişik avlanan alanlarla karşılaştırılması, balık türü zenginliği, yoğunluğu ve biyokütlesinde deniz rezervlerinden elde edildiği bildirilen kazanımlarla orantılı kazanımlar olduğunu göstermiştir. Özellikle, avlanan alanlara kıyasla rezervlerde zenginlik %27, yoğunluk %124 oranında artmış ve biyokütle ortalama 23 kat daha yüksek olmuştur.
Bununla birlikte, rezervlerin popülasyonları uzun vadede korumak için yeterince büyük olup olmadığı ve potansiyel olarak izole edilmiş alt popülasyonlar arasında kritik genetik çeşitliliği aktaracak rezervler arasında düzenli hareket olup olmadığı belirsizliğini korumaktadır.