İttifak'ta balıkçıların liderliği ve sahiplenmesi girişimi güçlendirmekte ve yardımcı olmaktadır. Kurumsal aktörler, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları daha önce yapmadıkları bir şekilde toplumun güçlendirilmesine dayalı kolektif eylemi desteklemektedirler, çünkü temel bir önermeye saygı duymaktadırlar: balıkçılar eylemleri kabul etmez ve desteklemezlerse, uygulama mümkün olmayacaktır. Bu yaklaşım ayrıca daha doğrudan bir iletişime, temel işbirliği ilkelerinin uygulanmasına ve katılımcılar arasında artan bir güvene olanak sağlamaktadır.

Balıkçıların doğal kaynaklar, avlanma alanları ve iklim koşulları hakkında sağladıkları yerel-ekolojik bilgi, bir balık barınağının tasarımında dikkate alınması gereken temel unsurlardır. Yerel-ekolojik bilgiyi bilimsel bilgi ile birleştirirken, toplumsal kabul ile en iyi bilimsel temelli koşullara sahip olmayı sağlayacak şeffaf bir müzakerenin başlaması önemlidir.

Ardından, Kanan Kay Alliance üyesi kuruluşlar tarafından bir topluluk izleme programı yürütülmektedir. Balıkçılar ve kadınlar eğitilir ve veri toplamaya aktif olarak katılırlar. Böylece sonuçları kendi gözleriyle görürler ve bu bilgileri topluluğun diğer üyeleriyle paylaşabilirler. İzleme sonuçları teslim edildikten sonra, yenileme sürecinde, balık sığınaklarının hedefleri gözden geçirilerek, avlanmanın yasak olduğu bölgeler için biyofiziksel kriterleri karşılayıp karşılamadıkları ve dolayısıyla değişiklik yapılması gerekip gerekmediği anlaşılır.

Bu "aşağıdan yukarıya" yaklaşım, karar alma sürecinin bu sürecin karmaşıklığını yansıtmasını sağlamak için "yukarıdan aşağıya" unsurlarla tamamlanmalıdır.

Kolektif etki platformu olarak birlikte çalışmak, her şeyi her zaman hep birlikte yapacağımız anlamına gelmez. Bu, güçlü yönlere ve fırsat alanlarına saygı duyup bunları anlayarak her kuruluşun en iyi yönlerini nasıl destekleyebileceğimizle ilgilidir. Topluluklar karar alma sürecinde net bir role sahip olmalıdır; bu da bizi balıkçıların güçlendirilmesi ve kapasitelerinin geliştirilmesi ile ilgili 1 numaralı yapı taşına geri götürmektedir.

Eğitimlerde sosyal, çevresel ve ekonomik konuları bir araya getirerek ve yalnızca kaynak yönetimiyle ilgili atölye çalışmalarına odaklanmayarak kolektif etkiyi artırmayı ve zaman içinde sürdürmeyi başardık. Sürdürülebilirliğin üç temel yönünü güçlendirmek çok önemliydi. En iyi stratejimizin liderlik becerileri, insani gelişim, kişisel ve örgütsel yönetim, balıkçılık kooperatifleri için iş planları veya adil ticaret sağlayan stratejiler olduğunu öğrendik. Balıkçılara kendi zayıf ve güçlü yönlerini bulmaları için sorular sorulmalı ve koçluk yapılmalıdır. Müşterileri balıkçıların projelerine dahil etmek için zaman ve kaynak yatırımı yapılmalıdır.

• Koruma altındaki alanlarda gözetim ve uygulama devlet kurumunun sorumluluğundadır. Yine de kurumlar arası işbirliğinin bölgede daha fazla mevcudiyete ve uygulamaya yardımcı olduğunu keşfettik. Deniz Sekreterliği ile güçlerimizi birleştirmek, operasyon kapasitesini ve ilgili personelin güvenliğini arttırdı.
• Bununla birlikte, sorumlu bir paydaşın liderliği gereklidir (bizim durumumuzda CONANP).
• Harmanlanan saha verilerini sistematik hale getiren bir platformun kurulması, çalışma programlarının değerlendirilmesini ve uyarlanmasını destekleyen değerli bilgilerin üretilmesini sağlar.

• Gözetim ve uygulamadan sorumlu yetkililer korunan alanlarla ilgili ayrıntılı bilgilerle ilgileniyor, bu nedenle eğitimlere katılım her zaman yüksek oluyor. #
• Eğitim çalıştaylarından önce ve sonra bilginin değerlendirilmesi, bilgi eksikliklerinin belirlenmesine ve ilerlemenin belgelenmesine olanak tanır. Katılımcıların temel bilgileri anladığından ve hatırladığından emin olmak için düzenli değerlendirmeler yapmak önemlidir.
• Teknik belgelere ek olarak kişisel anlatım ve açıklamaların kullanılması faydalı olacaktır.
• Bir alıştırmanın entegre edilmesi veya video materyalinin kullanılması aktif katılımı sağlar.
• Kıyı balıkçıları harita kullanımına pek aşina değildir, bu nedenle yönetim planları hakkında bilgi aktarmak için başka araçlar geliştirilmelidir.

• Sivil toplum kuruluşlarının (STK'lar) rolü bazı Korunan Alanların çalışma gruplarında tartışılan bir konudur, bu nedenle rollerinin baştan açıkça tanımlanması çok önemlidir. STK'lar örneğin teknik danışman olarak destek verebilir, bilgi katkısında bulunabilir, lojistik destek sağlayabilir, anlaşmaları takip edebilir ve farklı kurumların katılımcıları arasındaki iletişimi kolaylaştırabilir.
• Bir çalışma grubunun tüm üyelerinin atıfta bulunduğu ortak göstergeler, birlikte çalışma isteğini teşvik eder.
• Düzenli toplantılar ve sanal iletişimi kullanmanın faydalı olduğu kanıtlanmıştır.
• Bazen ilgili her kurum tarafından yasal inceleme gerektiren anlaşmalar yapmak yerine gönüllü katılım taahhütlerinde bulunmak daha iyidir.

• Bazı durumlarda yetkililer anketi yazılı olarak yanıtlayabilmek için posta yoluyla almayı tercih etmişlerdir.
• Görüşme soruları görüşme öncesinde görüşülen kişiyle paylaşılabilse de, tüm soruların yanıtlandığından emin olmak için görüşmenin bir görüşmeci tarafından gerçekleştirilmesi önemlidir.
• Bazı devlet kurumları, özellikle de askeri olanlar, gözetim ve uygulama konusundaki katılımları hakkında ayrıntılı bilgi verememektedir. Ancak, nasıl katıldıklarını bilmek önemli olduğundan, diğer yetkililerle görüşmeler yoluyla katılımları hakkında genel bilgi üretilmesi önerilmektedir.

Ekonomik teşvikleri sürdürmek çok pahalıdır ve uzun vadede pek sürdürülebilir değildir. Ekonomik anlaşmalar, bir grup insanı koruma eylemlerine hızlı bir şekilde dahil etmek için çok iyi bir strateji olabilir ve bu durumda olduğu gibi, dikenli ıstakoz gibi aşırı sömürülen bir popülasyonun iyileşmesiyle sonuçlanabilir. Anlaşmanın başarısı için bir izleme sistemi kurmak, eğitimler düzenlemek ve anlaşma sona erdiğinde balıkçıların eski davranışlarına geri dönmemelerini sağlamak amacıyla ilgili paydaşları desteklemek çok önemlidir. Şu anda, doğrudan satış ve çevreye duyarlı ürünler için aldıkları daha yüksek fiyatlar, sürdürülebilirlik ve koruma önlemlerini uyarlamak için birincil teşviktir. Bu anlaşma iki yıl sürmüş ve bu süre zarfında San Francisco Burnu'ndaki dikenli ıstakoz popülasyonunda bir toparlanma ve boyutlarında bir artış tespit edilmiştir.

Bu girişim yaklaşık beş yıllık bir süre zarfında geliştirilmiş ve yol boyunca bazı zorluklarla karşılaşılmıştır. Balıkçı davranışlarında farklılıklar görmeden önce sabır ve sebat gerektiren uzun bir süreçti. En büyük zorluk, bir birlik içinde örgütlenmenin faydasını görmeyen ve herhangi bir düzenleme olmaksızın kaynaklara serbestçe erişebilen belirli çıkarma tekniklerine alışmış bir grup insanla çalışmaktı. Bu girişim, davranış değişiklikleri ve daha çevre dostu kullanımlar için farkındalık yaratma üzerine çalışan projelerin nasıl birkaç yıl sürebileceğini ve ilgili paydaşların farklı ritim ve felsefelerini dikkate almaları ve bu süreçte karar alma konusunda sorumluluk ve bağlılıklarını sağlamaları gerektiğini göstermektedir.